31.12.13

yerçekimi enerji kaynağı olabilir mi?

bu sorunun yanıtı şimdilik üzücü. hayır. yerçekiminden enerji elde edilemiyor. yer çekiminden enerji elde etmenin tek yolu hidroelektrik santraller, "bunlar birebir yer çekiminden elektrik üretir. yüksek havzada toplanmis olan su daha alçaktaki bir havzaya akıtılırken potensiyel enejisini kinetik enerjiye çevirir ve bu da santraldeki tribünler aracılığıyla elektriğe çevrilir." (sur la lune / ekşi sözlük)

havuz teorisi

benim de bir teorim var. yerçekiminden yararlanarak bahçedeki havuzun atık suyunu bitkileri sulamak için kullanmanın en pratik yolunu bulmaya çalışıyorum. havuzun tıpası çekildiğinde 1. borudan aşağı kayarak ivme kazanan su 2. boruyu tırmanabilecek hıza ulaştığı yerde 2. boru bağlanacak. aşağıdaki çizim temsilidir. çalışmaz. 1. boru çizimdekinden çok daha uzun olmalı. ama şimdi düşününce 1. borunun derinliğini artırmadan suyun hızını artırmanın mümkün olmayacağını düşünmeye başladım.
çize çize çizmeyi de öğreneceğim hacı.
sonuç olarak şimdilik çok büyük harcamalar yapmadan yerçekimini enerjiye dönüştüremiyoruz. ama elbet bir gün insan yerçekimini kendi lehine kullanmayı başaracak. akar yakıt baronları ve mafyaların alternatif araç yakıtı bulan insanları öldürmediği bir gün gelecektir elbet.

1 fotoğraf 1 tahlil

   her zaman hak eden hak ettiği şeyi alır diyemiyorum. aslında hak edenin çabasını hak veren görmezden gelebilir. sonuçta insan ruhu kötülüğe daha yatkındır ya da yakındır. neyse fotoğrafa döneyim.

   fotoğrafı gören bir üstad, "karamsar" bir fotoğraf dedi. benim de zihnimde şey çağrıştı: acaba fotoğraflara duygusal durumlar etki edebilir mi? neden olmasın dedim sonra. mutluysan ağaçlar ve çiçekler daha bir mutlu gibi olur. ya da mutsuz isen zaten o yönde fotoğraflar çekmeyi denersin. eminim bu fotoğraf birçok kişiyi karamsarlığa itebilir.  

  yaprakların ayrı ayrı yerlere uçuşup birbirinden ayrılması ise aşırı yalnızlığı betimleyebilir. arabalar ve sokak lambaları lüks bir hayatın iz düşümlerini oluştururken kaldırımlar necip fazıl üstadın "kaldırımlar" şiirini anımsatabilir.

   ileride gördüğümüz kişi ise lüksten ve dolayısı ile ışıktan(lambadan) uzak mazi kalbinde bir yara bir kişilik olarak nitelendirilebilir.

   ağaçlar diyeceksiniz. ağaçlar her daim yalnızların vazgeçilmezi olmuştur. ancak belli ki karamsar bir fotoğraf olmasındaki en büyük etken ağaçlardır. belki de döktüğü yapraklardan vazgeçmişler çıplak kalmamak için üstündeki yapraklara dil döküyorlardır. 

29.12.13

anagradyo ne demek?

aslında anagradyo'nun sözlüksel bir anlamı yok. kelimeleri ve anagram gibi oyunları sevdiğimiz için yola çıkarken kendimize "anagramistler" adını uygun gördük. zamanla temel icraatlarımızın yanında radyo gibi alt birimler de katıldı. her yeni alt birime anagram'dan adlar türetiyoruz. anagramedya, anagrakademi gibi.

ayrıca bkz: anagramistler kimler, ne yapıyorlar?

24.12.13

anagradyo yayın akışı

şimdilik yayın akışı pek bir boş gibi görünüyor olabilir, evet gerçekten bomboş ama zamanla gönüllü yayıncılarımızın isimleri bu yayın akışını dolduracak.

anagradyo nedir?

anagradyo youtube üzerinden canlı yayınlanacak bir tür televizyonradyo. yayıncı ve katılımcı görüntülü, veya sadece sesli olarak yayın yapabilecek.

sizler de anagradyo'da yayın yapmak istiyorsanız bizimle iletişime geçin.

23.12.13

Bir arada yaşa(ma)


Kahramanmaraş Arslanbey Tepesinde çektiğim bir fotoğraf. Görüldüğü üzere hayvanlar daha doğrusu kuşlar arasında cinsiyet ayrımı gözetilmiyor. Ki horozlar tavuklara, aynı şekilde tavuklar da horozlara muhtaç durumda. Hayvanlığın soyunun devamı için gerekli biyolojik durumlar her iki cinsin bir arada bulunmasını gerektiriyor. İnsanoğlu da yumurtaya ihtiyaç duyuyor. Sonuç olarak tavuk ve horozları kucaklayalım. Cinsiyet ayrımı yapıp da herhangi birini dışlamayalım. Sonra kahvaltıda çhokelladan başka bir çeşit göremeyiz.

20.12.13

cumalar ve hutbeler

twitter'da bunu gördüm. sonra diyanet.gov.tr'de cuma hutbelerinin bir dökümü var mıdır diye aradım durdum, bulamadım. diyanet'in halkla ilişkiler müşavirliğine mail attım. diyanet.gov.tr'de mail adresi ararken diyanetin ne kadar kapsamlı bir kurum olduğunu, bir yığın alt birimi olduğunu fark ettim. diyanet.gov.tr/tr/iletisim

sonra kahramanmaraş müftülüğünün web sayfasına kmarasmuftulugu.gov.tr girdim. menüden hutbeler linkine tıkladım cuma hutbeleri arşivi karşıma geldi. bugünün hutbesi aşağıdaki gibi. noktasına virgülüne dokunmadan kopyaladım.


İL:Kahramanmaraş
TARİH 20.12.2013
HASET AMELLERİ BOŞA ÇIKARIR

Muhterem Müminler!
İnsanlar arası ilişkileri olumsuz etkileyen, kırgınlıklara sebep olan, ahlaki zaaf ve manevi hastalıklardan biri olan haset; kıskanmak, çekememek, başkasında bulunan maddi ve manevi nimet ve imkânlardan rahatsız olup, o nimetlerin kendisine verilmesini istemek, kendisine verilmese bile, kıskandığı kimsenin bu imkânlardan mahrum kalmasını temenni etmektir. Kıskançlık kelimesiyle ifade ettiğimiz hasedin temelinde, ilahi takdir ve taksime itiraz anlamı vardır. Bu yüzden haset, dinimizde haram kılınmış, terkedilmesi gereken gayri ahlaki özelliklerden kabul edilmiştir.
Haset, kalpte bulunan ve insanı kötülüklere sevk eden şeytanî bir duygu olup, müslümanın manevi dünyasına zarar veren bir çeşit ruh hastalığıdır. Her müslümanın, bu duygu ve düşünceden kendisini şiddetle koruması gerekir.  Bu nedenledir ki Peygamber Efendimiz(s.a.s.); “Hasetten kaçının; çünkü o ateşin odunu yiyip tükettiği gibi, bütün iyilikleri yer bitirir”[i] buyurmuştur. Zira haset duygusu haset eden kişiyi gıybete, zulme, haksızlığa sevk eder. Gıybet, zulüm ve haksızlık ise bunları yapan kişinin iyiliklerinin yok olmasına sebep olur. Peygamber Efendimiz(s.a.s.) yine bir hadislerinde; “Bir kulun kalbinde imanla haset bir arada bulunmaz.”[ii] buyurarak hasedin sevk edebileceği hüsranın boyutunu ifade etmiştir.
Hz. Âdem’in (a.s) çocuklarından Kabil, kardeşi Habil’i kıskandığı için öldürmüş ve böylece ilk öldürme hadisesi, haset ve kıskançlık yüzünden meydana gelmiştir. Diğer taraftan, Hz. Yusuf (a.s)’ı kardeşleri çekemedikleri için kuyuya atmışlar, babaları Yakub (a.s.) çekilen sıkıntılar neticesinde, uzun bir süre sonra oğlu Yusuf’a (a.s.) kavuşmuştur.
         
Değerli Müslümanlar!
Hasedin, ferdi ve toplumsal birçok zararı vardır. Haset eden kişi, bir imtihan vesilesi olan mal, mülk, servet, statü gibi hususlarda kardeşinin sahip olduğu bir nimeti, güzelliği çekemeyerek, Allah’ın yaptığı taksim ve takdire rıza göstermiyor, onun iradesine karşı geliyor demektir. Ayrıca haset eden kişi, “Zandan kaçının. Çünkü zan sözlerin en yalanıdır. Dedikodu yapmayın, başkalarının kusurlarını araştırmayın, birbirinize haset etmeyin, kin gütmeyin, birbirinizle insani ilişkilerinizi kesmeyin. Ey Allah’ın kulları kardeş olun”[iii] şeklinde buyuran Peygamberimizin birlik beraberlik kardeşlik ve yardımlaşma emrini yerine getirmiyor demektir. Allahu Teâla’nın ve Peygamberimizin emir ve tavsiyelerini yerine getirmemek, Kur’an ve sünnete tabi olmamak hem bu dünyada hem de ahiret gününde Allah’ın rahmetinden uzak kalmamıza sebep olacaktır.   
    
Değerli Müminler!     
Unutmayalım ki, birbirlerinin iyiliğini istemeyen fertlerin oluşturduğu toplumun huzurlu olması mümkün değildir. Mümin, kendisi için arzu ettiğini başkaları için de isteyen, kendisi için arzu etmediğini diğer müminler için de arzu etmeyen kimsedir. Buna göre; haset, kin, öfke, nefret gibi kötü düşünce ve davranışlardan uzak durarak, sevgi, saygı, hoşgörü, diğergamlık, başkalarının iyiliğini istemek gibi en güzel ahlaki özelliklere sahip olmaya çalışalım.
Hutbemi Felak süresinin mealiyle bitirmek istiyorum: De ki: “Yarattığı şeylerin kötülüğünden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım.”[iv]


[i] Ebu Davud, Edeb, 52
[ii] Nesei, Cihad, 8
[iii] Buhari, Edeb, 57
[iv] Felak, 1-5


Hazırlayan: Muharrem TOZAR K.Maraş Sarayaltı Cami İ.H.
Redaksiyon: İl İrşat Kurulu

o öyle değil amk

adam kaçak elektrik kullanıyor. biliyorsunuz ki bir şeyleri kaçak kullanmakla hırsızlık yapmak aynı şey. bu adam yemeğini parasını ödediği tüple pişiriyor diye haram yememiş olmaz, olamaz. elektriği kaçak kullanıp mutfak tüpünü parayla kullandıktan sonra "ağzıma haram lokma sokmadım" diyemez. dedirtmezler aga. olur ya allah'a inanmıyorsa, haram diye bir kavram dünyasında yoksa o zaman da komşusunun, yurttaşının, evrendaşının hakkını yediğini biri hatırlatmalı bu adama.

18.12.13

Kış Manzarası

Ve bazen denize de kar yağar...
Büyükçekmece / İstanbul Kışmanzarası 2013

14.12.13

youtube ile canlı yayın yaptınız mı?

söyleyecek çok şeyi olan insanları genellikle dinlemeye çalışmışımdır. bazen kendimi de söyleyecek çok şeyi olan biri olarak görürüm. üniversite radyosuna yayın yapmak için başvurduğumda anlatacak çok şeyim vardı.

üniversite radyosu olduğu için teknik sorunlar oluyordu. sesli katılımcı alamıyorduk. kasıntı bir dinleyici arayüzü kullanıyorduk. üstelik hatrı sayılır miktarda para ödüyorduk. sonra bu işi bedava yapacak yığınla web uygulaması buldum ama hiçbiri vaad ettiği performansı sergileyemiyordu. yine bu sorunu da google çözdü.

youtube.com/upload sayfasındaki g+ ile canlı yayın uygulamasını merak ve heyecanla denedim. şimdiye kadar karşılaştığım en kapsamlı ve en aklı başında canlı yayın uygulaması bu. üstelik bedava.
ekran alıntısı
bu düğmenin altında herkes için devasa bir prodüksiyon yatıyor. yayınınıza isim veriyorsunuz ve konuk etmek istediğiniz arkadaşlarınızı davet ediyorsunuz sonra kulaklık veya webcam mikrofonu gibi basit mikrofonlarla bile dilerseniz görüntülü dilerseniz sadece sesli yayınlar, söyleşiler yapabiliyorsunuz. illa yayın amaçlı değil, konuklarla kendi aranızda muhabbet etmek amacıyla da bu uygulamayı kullanabiliyorsunuz.