31.5.15

vazgeçiş

...

buluşmaya gidiyorlar,
pahalı bir kafede
kız yeni küpeler almış
uzun ve zarif
herkesin fark edeceği kadar
bir erkeğin bile

oğlan endişeli
korkuyor bir şeyler ters giderse diye

kız zarif ve ince
herkesin fark edeceği kadar
bir kadının bile

oğlanın bir amacı var,
makina mühendisliği

kızın yok
kızın yalnızca arzuları var
anne olma arzusu
her kızda olduğu kadar.

ayrılmalıyız diyor oğlan
"ben mühendis olacam"

kız yatıyor,
annesinin anne olduğu yatakta
kimsesiz.
çıkarmış yeni küpelerini
ağlıyor
kah sesli
kah sessiz

19.5.15

Nasıl film izlenmemeli?

Filmden tam anlamıyla tad almak için film hakkında olabildiğince az şey okumak ve duymak gerek. Hatta bazı türlerde fragman bile izlenmemeli. Yönetmen ve senarist bilgisi filmin karşısına geçip geçmeme kararı vermekte yeterlidir. Benim en favori yöntemim, film önerilerinden memnun olduğum arkadaşlarımdan aldığım önerileri IMDB profilimde kaydetmek. Zaman buldukça da izlemek.

Patlamış mısır bir filme yapılabilecek en büyük hakaretlerden

Patlamış mısır yer, cips veya benzeri bir şey yerken insan karşısında konuşanın dediklerini bile tam olarak anlayamaz. Film büyük olasılıkla daha önce hiçbir fikir sahibi olmadığınız bir konuyu anlatmak için inşaa edilmiştir. Hiçbir fikriniz olmadığı bir konuda bilgi ve fikir alırken bir şey yemek, hem sonraki patlamış mısır tanesini bulurken kaba bakma eğilimden ötürü dikkati sarsar hem de yerken oluşan gürültüden dolayı filme olan odağınızı azaltır. Ağız yapısı gereği içerisinde bir şey öğütülürken yanınızdakilerden çok size gürültü yapar.

Siz bir film yazmış ve/veya yönetmiş olsaydınız, izleyicinizin filminiz yerine aptal patlamış mısırla ilgilenmesinden rahatsız olmaz mıydınız?

Patlamış mısır hakkında gereksiz bilgi
Amerika'da yaşanan Büyük Kriz (Büyük Buhran) esnasında halk açlık ve işsizlik sebebiyle saldırganlaşmış ve devleti yıkmaya eğilim göstermişler. Devlet de fakirleştiği için elindeki çok az kaynakla halkı doyuramıyormuş. O zamanlar filmler yarım saatten fazla olmuyormuş. Halk sinemalara dolduğunda devlet erkanları rahat ediyormuş. Devlet sinemacılara destekte bulunup film sürelerini artırmalarını sağlamış. Şu an izlediğimiz uzun metraj filmlerin babası, halkı yatıştırma fikri yani. Halk uzun metraja ilk zamanlar meraktan ilgi gösterse de sonralarda sıkıcı bulmaya başlamış, devlet de elindeki en büyük kaynak olan mısırı sinemalarda patlatıp patlatıp dağıtmış, böylece halk filmi beğenmese bile patlamış mısır yiyerek sinema salonundan çıkmıyormuş.
Gereksiz bilgi buraya kadardı

Filmden tad almıyorsanız, patlamış mısır uğruna katlanmayın. Kapatın gitsin.

Film izlerken sesli yorumlar yapmayın, yanınızdaki izleyenler de dahil o filmin o sahnesini izleyen herkes kapının arkasındaki eli bıçaklı adamı görüyor, üstün zeka falan değilsiniz yani. Zaten o eli bıçaklı adamı size yönetmen bilerek ve isteyerek gösteriyor, gerilim olsun diye. "Lan kapının arkasında eli bıçaklı adam vaaar!" telaşı gereksiz bir tespitten başka şey değil.
fotoğrafın kaynağı: btnet.com.tr

Patlamış mısırdan daha tehlikeli tad kaçırıcılar da var
Şayet arkadaşlarınız film izlerken "şu arabayla bebekte ne kız kaldırılır haa" şeklinde yorumlar yapmıyorsa, ağzını bile açmıyorsa arkadaşlarınızla film izlemekte sakınca yok. Öyle arkadaş bulmak çok zor bulduysanız kaçırmayın. Birlikte kısa filmler, diziler çektiğimiz, senaryo yazarı Orhan Vurer film izlerken genellikle mesajlaşır. Bu yüzden filmden bir bok anlamaz. Bitince sorsan konusunu bile doğru yanıtlayamaz. Ben genellikle yalnız film izlerim. Tek başıma odamda kulaklıkla izlerim, filmden en iyi randıman böyle alınıyor.

Yönetmeni anlamak
Filmi izlerken yönetmenin derdini anlamamışsanız film bittiğinde aynı filmi izlemiş insanlarla oturup eleştiri (kritik) yapamazsınız. Yönetmene tam anlamıyla teslim olmak gerek. Gösterdiği önemli noktaları görmek, konuşmaları tam dikkatle dinlemek gerek. Sanat filmi olarak kategorilendirilen "Sıkıcı" filmlerde özellikle dikkatli izleyici olmak gerekiyor. Çünkü yönetmen 3 saattir bir saksıyı gösterip sonrasındaki 5 saniyede filmde anlatmak istediği mesajı verip kaçabiliyor.

14.5.15

"sürekli gelişen telefon teknolojisi" içi boş bir tanım

hayalini kurduğumuz bir üst model telefonun, satın alalı 2 ay olan "eski model" telefonumuzdan hiçbir artısı yok. fiyatı dışında.

kamerası 16 mp'den 18 mp'e çıktı diye öncekinin 2 katı parası ödemek, elini cebimizden çıkarmayan tüketim "fenomenine" teslim olmak demektir. zaten o telefonun üzerindeki kamerayı kimse kullanmıyor. profesyonel fotoğraf çekmek için yine fotoğraf makinesi almaya el mahkum.
fotoğraf kaynağı: galeri.tamindir.com

13.5.15

Bahçem

hani o gözlerin vardı geceleri parlayan
gündüzleri içinde kaybolan
hani incecik belinle salına salına gezen sen
bilirsin her erkek bunu arar bir kadında

ben senin mavi gözlerin 
sütun bacakların için mi sevdim sanıyorsun
o zaman vay haline beni çok yanlış tanımışın
ben seni içindeki kalbin için sevdim

hani baharları çiçekler açardı ya bahçemizde 
dalları seyrek bodur güller 
her birine ayrı ayrı baktım
gül bahçesinden güller aldım 

her biri kırmızı her biri beyaz
kırmızı güller aşkı
beyaz güller hasreti anlatırlar
sonbahar geldi 

güllerim kırıldı hepsinin boynu bükük 
hüzünlü bakıyorlar bana 
bir kırmızı bir beyaz gül kaldı ayakta
ve ikisinin arasında da bir diken

11.5.15

markalamaca #2



markalamaca


kaynak: bobiler

Ne Sevda Ne Veda

Sevda yelini alıp gitsen 
Aşkımı çiğneyip geçsen 
Sana yazıldı bu yürek desem 
Ne hacet gönlüme 

Beni sevsende aşkıma ihanet etsen 

Sevda yelini çiğneyip geçsen 
Uğruna ölecek aşk bulamadıysam 
Ne hacet gönlüme

Sevdanı bırakıp kaçsan da karlı dağlara

Aşkıma kırbaç darbeleri vursan 
Sevda selini taşırsan da 
Ne hacet gönlüme

Adını yazmışlar karlı dağlara 

Hasret diye
Sandığa işlemişler hece,hece
Ben kahrolup gitsem de

Sevda ateşini söndürecek çeşme bulamadım ise

Gönlüme ne çare
Aşkından çöllere düşsemde 
Gül olup seni sevsemde 

Dikenin canımı yaksa bile 

Adını yazdım çöllere zemzem ile
Susayıp seni bulsam bile 
Ne hacet gönlüme

7.5.15

Belalı Davul filmi için çıktığımız keşiften

safa gayret fotoğrafladı.
"Ulur aya karşı kirli çakallar,
Bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa.
Monna Rosa, bugün bende bir hal var,
Yağmur iri iri düşer toprağa,
Ulur aya karşı kirli çakallar."

(Sezai Karakoç)

rabbim sanırım kızı iyi tarif edemedim

saçları fazla uzun değil gözleri ne yeşil, ne ela belki yanına yakışmam, evet ama şükrümü duyar tüm dünya kurallarına uydum rabbim, geceleri uyudum çalışmakla geçiyor gündüzlerim bunca yıl senden bir şey istemedim biliyorum
bu isteğimi geri çevirmezsin rabbim, belki de kızı iyi tarif edemedim kız biraz yabancı buralara yanımdayken kalbim boğazımda rabbim bu kızı başkasına yazma hem hayırlı çocuklar yaparız hem de bakarsın huzur gelir vatana

... feragat etsem önceki dualarımdan,
-evi sonra da verirsin- bunu öne alamaz mıyız? rabbim
'rabbim gör rabbim duy, rabbim bağışla' rabbim daha nasıl tarif edebilirim? arası iyiymiş tiyatroyla

5.5.15

Belalı Davul'u biz çalıyoruz

Uzun görüşmeler sonucu bir sinema filmi çekme cesareti göstererek, büyük bir sorumluluk aldık. Senaryosunu çok sevdiğimiz Sözün Ustaları Dergisi'nin İmtiyaz Sahibi Cuma Ali Çetin yazdı. Yönetmenliğini kıdemli yönetmenimiz Safa Gayret yapıyor.



Şimdilik sürecin yavaş işlemesi dışında tedirgin edici bir durum yok. Ekip olarak bu film için can hıraş çalışacağız.

Filmle ilgili gelişmeleri takip edebilesiniz diye Facebook sayfası (fb.com/belalidavul) oluşturduk. Yerel gazetelere de manşet olmayı başardık. Hadi hayırlısı.

4.5.15

Karanlık Ev

o kadar önemli değil bırakıp gitmen
önemli olan kapıyı kapatman
sonra üşüyorum içeride tek başıma
karanlık duvarlarda