26.8.13

sanat aşkı

dün sanat için -sırf sanat için- neler yapmadık. bu yaptıklarımız içindeki en zor şey ise kahvehanede çay içmek, daha doğrusu kahvehane ortamında bulunmak zorunda kalmamız oldu. kahvehaneye oturma amacımız  kameramızın şarjını doldurmaktı.  kahvehaneye priz soran ilk insanlar olarak tarihe geçtik herhalde. neyse oturduk.  ne yapalım derken dedik: "dört kişiyiz ne yapılır okey oynayalım". okey faslından sonra tabi kamera da şarj olmuştu. daha sonra  film çekimi için valilik parkına gittik.  film çekimi için o bank senin bu bank benim mekan aramaya koyulduk. bunu yaparken gördük ki sanata saygı azımsanacak seviyede. nereden bilecekler film çektiğinizi diyebilirsiniz. e elimizde kamera var, eline kamerayı alan sanatçı oluyor bizim toplumumuzda. neyse mekanı ayarladık film çekimine başladık. senaryo elimizde olmamıza rağmen doğal olarak zorlandık, bazı sahneleri üç-dört kere çektiğimiz oldu. tabi bunlar işimizi daha iyi yapmak, senaryoyu tam anlamıyla yaşatmak istememizden kaynaklandı. neyse filmi çektik. sonraki aşama kamera ve ses kayıtlarının paylaşılmasıydı. kayıtları alma aşamasındaki sıkıntı depolama aygıtımız olmaması yüzünden kaynaklandı. neyse bunu çözelim derken hazır bulunan kayıtları da bozduk. bu duruma hepimiz çok üzülmüştük ki benim fikrimle kayıtları geri getirmenin yolunu bulduk ve rahatladık. neyse sanat adına zor ve gayretli bir gün geçirdik anagramistler olarak.