Zaman akıp giderken, gelişen teknoloji sayesinde içinde bulunduğumuz AN ı dondurmak mümkün. Fakat ne o an a geri dönebilir, nede gelecek bir anı yakalayabiliriz. Bize verilen sadece "o an"... İşte bu yüzden fotoğraf çekmek, dilimize dolanmış basit bir deyim olsa da, aslında çok önemli, sihir gibi, büyü gibi, zamanda geçmişe yolculuk gibi...
Nihayetinde zıtlıklarla dolu bir yaşam sürecimiz var. Bir nokta kadar yer kapladığımız dünya hem o kadar büyük, hem de o kadar küçük ki... Bir yerlerde güneşler batarken, birileri yeni bir güne başlıyor, belki ömürler tükeniyor, belki de yeni hayatlar başlıyor ve her şey sadece o an içinde oluyor.
İşte mucizede burada başlıyor. Karşınızda berrak bir su, içinde barındırdığı çeşit çeşit yaşamlar, toprağı bereketlendirmeye gelmiş bulutlar, milyonlarca kilometre uzaklıktan size gülümseyen bir güneş, evrende kaybolmuş bir dünya ve işte ben oradayım... Böylesine büyük bir güzellik karşısında, öylesine aciz ve kaybolmuş bir halde..
Karadeniz / Batum da gün batımı...