kör karanlıktan aydınlığa çıkan yolda ayağım halının kalkan kenarına takıldı ve düştüm. uykulu uykulu düşmek de...
-kendi düşen ağlamaz kalk ayağa.
bu ses dedim. hâla uykuluydum. gözlerimi zar zor olsa da açabildim. bu bizim safaydı. safa ne zaman geldin yahu hiç farketmedim.
-nerden fark edeceksin ulan sanki 40 yıldır uyumamış gibi uyuyordun.
e niye kaldırmadın beni. sana da ayıp oldu ya.
-yok sorun değil, ben de dışarda biraz hava aldım kendime geldim. hayırdır beni niye çağırmıştın.
şey ya bugün ikimizin de işi gücü yok.
-evet, devam...
ben de dedim bari senaryo, fikir felan..
-ha o sebepten.
yani . canım çok sıkılıyor yoksa.
-şey yapalım sana uyarsa diğer arkadaşları da arayalım bugün için bir kısa film çekelim.
vallahi bana uyar. o zaman ben arayayım fıstık ve sefayı.
önce fıstığı arayayım.
abi telefon çalıyor....
açmadı abi!!!
-öldü mü yoksa lan bu adam.
yok ya ölse haberimiz olurdu. kara haber tez duyulur.
neyse sefayı arayayım.
çalıyor...
alooo sefa selamünaleyküm
+ aleykümselam
ne var ne yok.
+ iyidir seni sormalı ben de iyiyim
şey ya biz safa ile buluşacaktık da acaba sen de gelir misin?
+ saat kaçta?
saat 12.00 gibi...
+ biraz işlerim var da. ben 1 saat gecikebilirim
tamam sorun değil biz safa ile valilik parkında bekliyoruz.
ne yapalım safa, sefa üstad gelene kadar.
-abi şu anda aklımdan geçen bir hikaye anlatayım sana.
doğaçlama mı?
-evet.
anlat çok merak ettim.
-bir senaryo niteliğinde
hacı maraşın en yüksek tepesinde gün doğumunu seyrediyorum. birden garip bir ses duyuyorum ve irkiliyorum. bir hayli şaşkın bir şekilde sesi takip ediyorum. ben gittikçe ses uzaklaşıyor. derken bizim mahalleye kadar geliyorum ses hâla uzaklaşıyor. artık sinirlenmişim: "yeterrrr be" diye bağırıyorum. tabiî komşular benim sesime uyanıyorlar. tık tık pencere sesleri...
evimin tam karşısında oturan komşum: "bu ne beee sabah sabah sarhoş musun oğlum!!!". sonra başka bir ses daha doğrusu beni buraya kadar getiren ses; safa,safa diye yankılanıyor kulaklarımda. öncesinde sesi duyuyordum ama anlamıyordum.
ee daha sonra
-safa, safa derken birden irkilip...
abi devam heyecanlandım. sonra ne oluyor.
-... irkilip uyanıyorum. meğerse hepsi rüyaymış.
oldu mu şimdii safa? bir hikayeyi de rüya ile bitirme.
-hikâye tıkanmıştı nasıl devam edebilirdi?
şey olabilirdi mesela.
evin karşısındaki komşu bağırdıktan sonra. anne babam duymasın diye kaçıyorum, mahalleden uzaklaşıyorum. hâla ses kulaklarımda. bu sefer ters bir durum söz konusu. koştukça sese yaklaşıyorum. bu şekilde biraz koştuktan sonra sese ramak kalıyor ki...
-ne oldu.
dönüp dolaşıp kendi evime gelmişim. içeri giriyorum.
-eee
odama doğru yürüyorum.
-niye odama gidiyorsun hacı
e sesler o yönden geliyor.
odama giriyorum. hayretler içinde kalıyorum.
-ne oldu ki?
aynı benden yani senden bilgisayarın sandalyesinde oturuyor ve çok üzgün.
-abi bırak ya benimki daha mantıklıydı. bunu nasıl açıklayacasın.
sabırsızlanma açıklıyorum. o kadar mutsuzsun ki astral seyahate çıkmışsın istediğin yere yani sakin bir yere gitmişssin.
- tamam. o sesin açıklaması...
iç sesin sonuçta zorla mutluluk olmuyor.
- o ne demek la.
yani vicdanının sesi. aslında mutsuzsun. kendini mutlu atfetmeye çalışırken vicdanın rahatsız oluyor.
devamı gelecek....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder