11.10.13

karışık düşünceler

bazen başımı alıp gidesim geliyor. benim bile bilmediğim, uzak bir yere gitmek istiyorum. kaybolmak istiyorum. belki de yokluğumu fark ederlerse, beni aramaya çıkarlar. onlar yakınlaştıkça bana, ben daha uzağa giderim. biraz peşimden koştururum beni arayanları. belki biraz kıymetimi anlarlar, gerçi kendimi kıymetli de görmem ama ne bileyim. biraz ilgi bekliyorum galiba.

kim istemez takdir edilmeyi. takdir olmasa da en azından fark edilmeyi. usta çok mu silik bir tipim var ki benim? aslında bu soruyu sormayı dahi mantıksız buluyorum. benimle ilgilenen ve beni insan sayıp konuşan kişilerde hep bir art niyet arıyorum. "lan işiniz düşmezse selam bile vermiyorsunuz." diye geçiriyorum içimden. çoğu zaman da kendime hak veriyorum. benimle menfaat için ilgilenmeyen tek kişi benim sanki. bundan da şüphe duyduğum an başımı alıp gideceğim. kendi kendimden menfaatim olmaz diye düşünmekteyim. nasıl olabilir ki?

ha hayatta kalmak için ilgileniyorum kendimle. onun dışında kendi kendimle ilişkim pek de iyi değil. en azından herkes kadar iyi değil. mesela aynanın karşısına geçip, "allahım bu nasıl bir yaratılıştır, beni yaratırken ek mesai mi yaptın?" gibi saçma sapan sorular sormam, kendimi asla şımartmam. her şeyi dozunda yaşarım.